2012-04-09

DOĞAN KARDEŞ [1972.10.09] SAYI.41


Uzun zamandır, Doğan Kardeş’in bu sayısında da yer alan “Zamanın Ötesinde” isimli çizgiroman üzerine yazmak istiyordum. İşte fırsat.

Orijinal yayınının yapıldığı Look-In dergisi hakkında ön bilgiyle başlayalım.

ITV, yayınladığı TVTimes dergisinin gençlere yönelik bir benzeri olan Look-In'i Ocak 1971'de piyasaya sürdü. Tipik bir gençlik dergisi olarak dönemin magazin olaylarını işleyen, müzik, TV ve sinema yıldızlarını konu alan yazılar, posterler barındıran bir dergiydi. Bir diğer özelliği ise yayınlandığı tarihte TV'de boy gösteren dizilerin çizgi roman versiyonlarını okuyucuya taşıyor olmasıydı. O dönemde, ülkemizin tek TV kanalı olan TRT tarafından Türk seyircilere de tanıtılmış Space 1999 (Uzay 1999), A-Team (A Takımı), Bionic Woman (Biyonik Kadın), Battle Star Galactica (Savaş Yıldızı Galactica), Buck Rogers gibi dizilerin çizgiromanlarıydı bunlar. Bilim kurgu'nun altın çağıydı ve bizimki gibi günlük hayatın sorunlarını olanca yüküyle omuzlarında hisseden insanların çoğunlukta olduğu ülkelerde bile sevilmişti bu diziler. Belki de hiç erişilmeyecek güzel günlere duyulan özlem bizimki gibi ülkelerde refah toplumlarına oranla çok daha yoğun hissediliyordu, kim bilir.

Look-In'de yer bulan ve yine aslen TV dizisi olarak tasarlanmış Timeslip de TRT'de yayınlandı mı, yoksa hafızam yanıltıyor mu kestiremiyorum. Ama sanki dizi versiyonunu da görmüşüm gibi geliyor şimdi, geçmişe şöyle bir bakınca. Televizyondaki yayın hayatı boyunca her biri 6-8 bölümden oluşan 4 öykü anlatmış ve toplamda 26 bölüm sürmüş olan dizi bugün yayınlansa herhalde hala keyifle izlenir niteliktedir gibime geliyor.

Neyse, bizim için önemli olan Timeslip'in TV dizisi hali değil, Doğan Kardeş'te yayınlanmış bir çizgiiroman versiyonu olması... Look-In'in ilk 26 sayısı boyunca Timeslip'in çoğunu Angus P. Allan'ın yazdığı öykülerini Mike Noble resimlemiştir. 27. sayıda Noble Follyfoot'u çizmeye başlayınca Timeslip'i başka bir çizere devretmiş fakat Look-in'deki yayını da ancak 1972'ye kadar sürmüş sonra da ortadan kaybolmuştur. Bildiğim kadarıyla Doğan Kardeş de Timeslip'in Mike Noble tarafından çizilmiş hiçbir öyküsüne yer verilmemiştir maalesef.

Yukarıdaki resim Look-In'in ilk sayısından (1971-01-09) alınma. "Keşke Doğan Kardeş de renkli yayınlaşaymış bu maceraları," dedirtecek kadar cazip değil mi sizce de? :)

Netekim, "Mike Noble" deyince durup bir soluk almalı insan. Yaşı 40-50 civarında olanların belki ismini bilmediği ama çizgileriyle hayat verdiği Ateştop (Fireball XL5), Zero-X, Ateş Kaptan (Captain Scarlet), Altın Ayaklar Çiftliği (Follyfoot) serüvenleri aracılığıyla evine çacuk dergisi olarak Doğan Kardeş giren hemen herkesin belleklerinde yer edinmiştir Noble usta.

1930 doğumlu Mike Noble mesleği bırakmış olsa da halen hayatta.. Uzun ömürler diliyorum.

 Noble fotografı için Zamangezgini'ne teşekkürler...


Download
Hasarlı sayfaları temizleriyle değiştirmemize imkan sağlayan BETONKOL'a teşekkürlerimle,
keyifle okursunuz umarım...

16 yorum:

  1. Bir dönem uk comics paylaşımlarımı tekrar hatırlattın bir ara dönüp bir kez daha inceleyeyim ne zamanlarmış o 1960-70'li yıllar değerli mr.yer6 yine harika bir sunumla sundun teşekkürler.
    serdary67

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. doğru diyorsun dostum. başladık ama bitiremedik UK comics konusunu. zaten bitmezdi ama en azından gün yüzüne çıkarıp herkesin ulaşabileceği hale getirebilseydik, o da bir şeydi. neyse. geçmiş zaman..

      ilgin ve desteğin için çok teşekkür ederim dostum.

      Sil
  2. Sevgili mr.yer6 uk comics olayını buradan da devam edebiliriz hatta benim fikrim sen çeviri balonlamada ustasın istersen ben orjinalini buraya link olarak koyarım sende çevirirsin ayda bir tane olacak şekilde ne dersin.
    serdary67

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. serdar dostum, elimde çevirisini bitirdiğim 3 oneshot tarzı kitap bekliyor. biri segrelles'ten mercenary 11, biri bernet'ten cry of a vampire, bir de anneler gününe sakladığım madsen'in story of a mother'ı... fakat elim balonlamaya varmıyor bir türlü. story of a mother'ı da zaten geçen yılın anneler gününe yetiştirmek için çevirmiştik.

      sırada lawrence'dan storm'un ilk kitabı vardı proje olarak.. o kolaydı, bulvar dergilerde çevirisi hazırdı... sonra renklendirilmiş flash gordon-dan barry serisine yine tay-uzay çevirilerinden yararlanıp balon yapmayı hayal ediyordum. ama galiba bundan sonra zor, tekrar bu işlere yönelmem. belki senede 1-2 adet.. o da adet yerini busun diye olur, olursa.

      gönül neler neler yapmak istiyor ama... her şeyin zamanı var diyorum, balonlamaya tekrar başlarsam önerini zevkle değerlendiririm..

      bakarsın ateştop için gaza gelip yaptığım gibi, yine heyecanımı tutuşturacak bir şey çıkar, arayı fazla uzatmadan girişiveririm..

      Sil
  3. değrli dostum insan içindeki istekleri hiç söndürmemelidir benim yuaşamımda başıma gelenler birçok kişi için belki yıkım olurdu ama ben hiç içimdeki ateşi söndürmedim sende öyle tamam bir forumda idin güzeldi herşey ama oradan uzaklaştın diye küsme sen içindeki sanatçıyı sakın öldürme o ölürse senden hesap sorar vicdanın onun için herşeye rağmen diyorum kim tutar seni mr.yer6 koş hiç durmadan......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yok, yok.. çizgiliyle alakası yok balonlama hevesimin azalmasının. belki yaptığım şeyin yararı hakkında fikir edinmeme neden olmasıdır çizgilinin etkisi. o da ayrılmamla alakalı değil, çevirilerin kaç kişiye ulaştığına gösterge teşkil ettiği içindir. belki biraz da fazla dallanıp budaklanmaya neden olduğundandır... şimdi ölçeği küçülttüm. daha az şey yapayım ama doyasıya olsun her biri diyorum.

      Sil
  4. Sevgili Mr.yer6, bunları duydukça üzülüyorum. İyiyle kötünün yer değiştiği bir toplumda yaşıyoruz. İyilerin ayaklar altına alındığı, kötülerin baş tacı edildiği, ya da bir şekilde güç elde edip yükselenlerin diğerlerini horladığı acımasızca ezmeğe çalıştığı bir düzen bu.
    Meşhur "Cehennemdeki Kazanlar" fıkrasını bilirsin. Biz Türk cehenneminde yaşıyoruz. Hala yaşıyabiliyorsan güçlüsün demektir. Dostumun dostu dostumdur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. galiba cümleleriniz "şeytan egemenleği" diye isimlendirdiğim şeye karşılık geliyor, betonkol. evet "biz" yerine "ben"in ön plana çıkarıldığı bir çağ bu. ama insanları "kötü" diye nitelemek yerine "eylemlerini" kötü görmeyi tercih etmeye çalışıyorum. bu, bağışlamayı da kolaylaştırıyor biraz.. tek sorun kötülükle empati kurmakta zorlanıyor olmam galiba.. :) varsın o da olmayıversin.. desteğin için teşekkür ederim dostum.

      Sil
  5. sevgili mr.yer6 ''kötülük ile empati kurmak'' gerçekten zordur bu toplumda bir zamanlar ''biz'' eğitimi vardı.Mevlana gibi ustaların elinde yetişen insanlar bu sayede ''ben'' değil bizi anlamaya çalışıyordu ama bugün öğretim yok sadece diploma eğitimi var o ise ''insan'' yetiştirmiyor dyoje ne güzel demiş:''Nice insan gördüm üstünde elbise yok nice elbise gördüm içinde insan yok'' şu sözü duyup da durup bir saniye bile düşünmeyen bir toplumun yazgısı ne olur işte asıl sorulması gereken bu forum şu bu hep birer vasıtadır amaç insan olabilme özelliğini kazanabilme ve devam ettirebilmedir onun için kırılma koskoca peygamberimiz Hz. Muhammed bile bazen yılma olayı ile karşılaşmış ilahi kelam ona sen sadece elçisin gerisine karışma demiştir.Yılma bir çözüm değil hayat savaşanların kazandığı bir tiyatrodur.
    serdary67

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yine el ele verir, yine "biz" der ama dışardakileri de "biz"den hariç saymaz, ötekileştirmez, karşılıklı duyarlığın hakim olduğu bir anlayışla yola devam ederiz dostum.. yanlış şeyler de yapsa insanın içinde onu iyiliğe yönelten bir itk olduğuna inanırım. yeter ki, o itkiye direnmesin egolar..

      Sil
  6. Kapak sayfasının yırtık olması, yüreğimi burktu. Madem kalıcı olması isteniyor olabilenin en iyisi olmalı. ilk iki sayfayı ham olarak gönderiyorum.

    http://www.mediafire.com/?m4djihs3u8ic15h

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ham taramanın renk düzeltmelerini filan halledip hemen kapak resmini ve cbr dosyasını güncelleyeceğim.

      üşenmeden taradığın, yükleyip link verdiğin için çok teşekkür ederim, betonkol.

      Sil
  7. Çizgi romanı sevdirmek,okutmak adına yapılan tüm girişimleri
    destekliyorum.umarım çok okunur hep beraber mutlu oluruz.
    tebrikler hayırlı olsun arada çaya uğrarım.:)

    büyük beyaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoşgeldin büyükbeyaz.
      demir parmaklıkları eritemiyorsak da buzları eritelim hiç değilse.. :) buralardayız, yine bekleriz.

      Sil
  8. Keyifli ve değerli paylaşımlarınızın daha geniş bir okuyucu profili ile buluşuyor olması belki de tüm bu yaşanan hengamenin en sevinilesi sonucu.

    Sunumlarınız, üzerlerine kurgulandıkları taramalardan bağımsız olarak bir arşiv değerine sahip.

    Selam ve teşekkürlerimle,

    Incognito

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kayıp dostları görmek ne güzel... sel teşekkür ederim geldiğin için incognito...

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...