2012-10-15

SÜRGÜN - SAYI 3 [Ağustos 1997]



Yeni Dalga'yı paylaşırken 90'lı yıllarda bir grup çizgiroman meraklısının camiayı harekete geçirmek için bir takım çalışmalar içinde olduğunu belirtmiş, bu isimlerin sonradan konuyla ilgili herkes tarafından tanınır olduğuna değinmiştik. İşte o çabalardan bir örnek de Ankara'dan, ÇAPA Çizgiroman Grubu'ndan; Sürgün...

ÇAPA 1996'da Mahmud A. Asrar, Yıldıray Çınar, Hakan Tacal ve Suat Efe Us'un bir araya gelmesiyle kurulmuş. Yayımladıkları ilk dergi olan, Suat Efe Us'un yazıp Yıldıray Çınar'ın resimlediği Sürgün'ün ilk sayısı Nisan 1997 tarihini taşıyor.

Sonradan gruba iki isim daha katılıyor; Mert Ozan Uslu ve Ozan Küçükusta. Bahsettiğimiz isimler üzerinde bir ihtilaf olduğunu ve kurucu üyeler arasında Ümit Kireççi'nin de geçtiğini, fakat içi onları dışı bizi yakan bazı nedenlerle Kireççi'nin gruptan koptuğunu da söylememiz gerek. 

Uzatmadan, okuyucuyla hasbihal ettikleri sayfalardan bir alıntıya yer verelim:


ÇAPAYA TAKILANLAR, 

Selam Çapa'ya takılanlar,
Çoook büyük bir gecikmeden sonra nihayet 3. sayımızla elinizdeyiz. Gecikmenin nedenlerini uzun uzun anlatıp zaten bize kızgın olan sizlerin canını daha fazla sıkmak istemiyoruz. Ancak ciddi anlamda bir özür borçluyuz.
ÖZÜR DİLERİZ !

Elimizde olmayan nedenler yüzünden özür dilemek pek kolay değil ama olan bu iş bizim işimiz ve hataları da tabii.
Şimdi de teşekkür faslı:
TEŞEKKÜR EDERİZ.

"Sürgün - 2" beklenenin üze¬rinde bir satış yaptı ve bir önceki sayının satışını katladı. Bundan dolayı 1. sayıyı bulamayanlar için tekrar basım kararı aldık. Çoook sevinçliyiz!
Bu arada unutmadan belirtelim ki:
SÜRGÜN BU SAYIYLA BİTTİ!

"Eeee, şimdi ne olacak?" diyeceksiniz. İşte sürprizler:

1. 2 Ağustos'tan itibaren periyodu belirsiz ve fena halde düzensiz bir dergi olan "KOPUŞ" yayın hayatına başlayacak Çılgın yazar ve çizerlerin kopup ortaya dökecekleri hikâyelerle dolu bir dergi. Kimi zaman "KORKU", kimi zaman "EROTİZM", kimi zaman "YENİ KAHRAMANLAR" olacak, bu dergide. Kısa ve özlü hikâyeler anlayacağınız. Yazar ve çizerlerse hem grup içinden hem de grup dışından olacak. Tavsiyemiz; kaçırmamanız.

2. Ağustos'ta "SÜRGÜN" veya devamı olmayacak.

3. Eylül ortalarından itibarense dört yeni dizi başlayacak:
             Maskeli-Fırtına,
             Emp-Çalıkuşu
Bu dört dizi içinde dört ayrı kahraman yukarıdaki gibi eşleşip, iki ayrı dergide buluşacaklar.

"SÜRGÜN''ün devamını ve yeni öyküler okumak isteyenler "kaçırmamalı." diyoruz.

Mektuplara gelince; bize yazdığınız için teşekkür ederiz. Bu sayıda sadece bu kadarını yayımlayabiliyoruz. Kusurumuza bakmayın. Tabii çizim gönderenler de. Bize yazmayı bırakmamanız dileğiyle ...

Sözü edilen "Kopuş" 1997 Eylül'ünde,  "Maskeli-Fırtına" ise 1998'in Kasım ayında okuyucuyla buluşmuş. Grup, Haziran 2003'de ilk profesyonel işleri olan Karabasan, Arka Bahçe Yayınları'ndan çıkana kadar bu serileri devam ettirmiş ve ÇAPA Çizgiroman ismiyle bir dergi daha eklemiş portföyüne (Ocak 1998). Ardından Rodeo Kitap'ın yayınladığı Strip Dergisine işler yapmaya başlamışlar (İman Limited ve Pırılkız öyküleri).

Grubun başarısı Yıldıray Çınar ve Mahmud A. Asrar'ın Amerikan çizgiroman piyasasına açılmasına kadar istikrarlı bir şekilde sürüyor. Sanırım halen "var" olduğundan söz edilebilir... :)

Not: Kayıp Paylaşımlardan olup kurtarma operasyonu çerçevesinde yeniden meraklısına sunulmuştur..

3 yorum:

  1. Dalgalarda sörf yapıp sürgünlere yollanıyoruz ne güzel yeter ki bir dosttan gelsin biz dosttan gerçek dosttan gelene hep eyvallah deriz sağol varol yer.6 dostum.
    serdary67

    YanıtlaSil
  2. Türkiye'de çizgiromanın daha çok uzun bir süre bir sektör, -Avrupaî anlamda- bir endüstri oluşturamayacağını, bunun kültürel altyapısının henüz olmadığını düşündüğümden olsa gerek, bize tanıttığın 'Yeni Dalga', 'Sürgün' gibi underground diyebileceğimiz yayınlarla ilgilenmedim hiç.

    Ama şu var ki, bu tür çabaların -ben yine münferit olarak nitelesem de- az sayıda da olsa kimi değerli sanatçıların filizlenmesine yolaçmış oldukları inkâr edilemez bir gerçek.

    Bir gün çizgiromanın Türkiye serüveni üzerine göz dolduracak bir çalışma yapılabilirse, bu amatörce avangart işler orada yerini bulacaktır. Okurken o ruhu hissetmek bile yeterince hoş idi. Sağolasın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçi Yeni Dalga farklı, o Avrupa çizgiromanınına öykünmeler taşıyor ama Sürgün veya ÇAPA grubunun diğer çalışmalarını Amerikanvari comics tarzına benzetebiliriz. Ben de pek comics tarzından hazzetmem ama, o yıllarda öyle büyük bir boşluk oluşmuştu ki alanda, en ufak bir kıvılcımı bile desteklemek lazım diye bu tür fanzin tarzı çalışmaları bile denk geldikçe alıyordum. ÇAPA ilk işlerini Ankara'nın kitapevlerine elden dağıttığı için büyük ihtimalle İstanbul kitapçılarına gelmemiştir. Gelmiş olsaydı sen de desteğini esirgemezdin eminim.

      Çapa örneğinden gidersek, bu insanların ürünlerini Türkiye' çapında yayacak kadar kendilerini kanıtlamalarının ne kadar uzun sürdüğünü görüyoruz. Yıllar! Altı sene yılmadan çalışmışlar. Burada insanların amatörlükten kurtuldu gözüyle değerlendirilmeleri bile bu kadar zaman alıyorsa, ÇAPA ekibinin temel elemanlarının yaptığı gibi yetenekli insanların bahsettiğin endüstri ve sektörün kendi topraklarında yeşermeye başlayıp bu işten karınlarının doyduğunu görmeye ömürlerinin yetmeyeceğini fark ederek başka limanlara yelken açmaları kaçınılmaz. Zamanında Sezgin Burak, Suat Yalaz gibi isimler de içlerindeki çizgiroman sevgisini yaşatabilmek için başka ülkelere açılmaya çalışmışlardı biliyorsun. Demek koşullar iyiye gitmemiş zaman içinde. Yani o sektörün oluşmasını daha çok bekleriz gibime geliyor. Hatta bu koşullar altında yerli ürünlerle beslenecek bir çizgiroman endüstrisinin hayata geçebileceğini hiç sanmıyorum..

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...