2013-10-20

Dieter Lumpen - Şans Oyunu

Dieter Lumpen
Şans Oyunu
(A Game of Chance)

Yazan : Jorge Zentner
Çizen : Rubén Pellejero

Yakın zaman önce Stoktan kendi blogu Gargamel'in Mekanı'nda Dieter Lumpen'in İstanbul'da bir Hançer isimli serüvenini çevirip meraklısına sunmuştu. Şans Oyunu o hikayenin bittiği yerden başlıyor. 

İki kaynakta Şans Oyunu'nun İngilizce sürümüne rastladım. Birincisi Heavy Metal (1987, Fall), diğeri Point Blank (#01)... Her iki çeviri de bir çok noktada birbirinden farklıydı ve dolayısıyla bizim Türkçe uyarlamamız da her ikisinin bileşimi gibi bir şey oldu. 

Çizgi-dizgiye kaynaklık eden tarama Point Blank'ten alındı. 

İlle CBR olsun diyenler için de tedbirimiz var...


Keyifli okumalar...
 

16 yorum:

  1. Çizgiromanın doyumsuz keyfi sanırım siyah ve beyazın birbiri ile muhteşem uyumundan geliyor...Tabi bu uyum usta ellerden çıkınca tadına doyulmaz bir görsel şölen oluyor...

    Hikaye de Stoktanın balonladığı Joker'de yayınlanan hikayenin devamı niteliğinde olunca tatlar öyle bir üst üste geliyor ki...Tatlı üstüne kaymak gibi...

    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İ ve I'lar istediğin gibi oldu galiba bu sefer.. :) Hatırlatma için tekrar teşekkür Bahadır...

      Sil
  2. Evet yer.6 balonlama ve yayıncılıktan yepyeni gıcır gıcır bir çalışma ehhh valla bugün işe gitmek zorunda kalınca keyfim yoktu.Şimdi bu iyi geldi valla.
    serdary67

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevdiysen belki Lumpen'den biraz daha devam ederiz, ilerde...

      Sil
  3. cemalnacitolga...Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler Hakan, gerçekten pek hoş oldu. Ne yapalım? İki tane daha çevirip 50 sayfalık ortak bir çalışmaya ve kitaba çevirebiliriz bunu. Cimoc extra ile Fransız baskısındaki sıraya uyabiliriz. Hattâ renkli daha da hoş olabilir sanırım. HM'deki renkli kötü taramadır. Siyah-beyazı tercih etmen ondan mı yoksa siyah-beyaz aşkına mı gerçi bilemiyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cimoc'lara filan bakmak hiç aklıma gelmedi doğrusu. HM ve Point Blank'te siyah beyaz baskı görünce koşullandım sanırım. Cimoc'ta renklileri varsa tabii ki onları tercih ederim...

      Albüm fikri de güzel, dilersen iş bölümü yapalım, Yine PB'den iki serüven üzerine çalışmaya bile başlamıştım. Saatli Bomba ve Sahibinin Sesi'nin altyapıları bitti gibi bir şey, Orijinal yayın sırasındaki yerlerini bilmiyorum ama, bakar, renklileri de varsa yörüngeyi o taramalar üzerine oturturuz. :)

      Font seçimleri de aynı olmalı albüm derlemesi için. Bu bölümün fontlarını fazla uğraşmadan değiştirebilirim, sorun değil. Sen daha önce kullandığın fontu bildirirsen, Cimoc'tan da renklisini bulabilirsem hem renkli hem de senin çalışmanın devamı gibi bir niteliğe büründürmek zor olmaz benim için..

      Sil
    2. Sıralama aynı dediğin gibi; 3. Bomba de tiempo, 4. la voz del maestro. Bu ilk dört hikayeyi Cimoc ilk renkli baskı olarak yayınlamış. Ama sana Fransızca baskıyı vereyim, en güzel tarama o. İstanbul'da bir hançeri de ben ondan yapmıştım.

      Font aynılığı için ben senin fontu tercih etmiştim. O font eski corel'de sorun çıkarıyordu, çok sevmeme rağmen kullanamıyordum bu nedenle. Yeni versiyonda sorun yok ama o takdirde ancak Aralığa kalır iş çünkü master dökümanı İstanbul'daki bilgisayarda kalmış, ben se kasım sonu döneceğim. Gerçi peşimizden kovalayan yok tabi. Bakarız. :)

      Sil
    3. Dediğin gibi, acele edecek bir durum yok. İçimize sinecek şekilde zamana yayar hallederiz. Herhangi bir tarama üzerine çalışıp daha sonra istediğimiz birine birkaç hamlede uyarlamak mümkün. Sen de Corel kullanıyormuşsun ki, balonlama için benim tercihim de o (tabi Painshop'u kastediyor idiysen)... Yazılımlar arası uyum sorunu da yaşamayız...

      Sil
  5. I ve İ' ler yanında font seçimide harika...ccjefcambel'a benzettim biraz...:)

    Nacizane albüm haline getirmeden önce altta verdiğim ufak düzeltmelerde yapılırsa görsel açıdan daha güzel olur...:)

    Sayfa 6, İlk Balon..”İMDAT” “İ” harfi font düzelecek

    Sayfa 6, 2. balon “İSKELEDE” “İ” harfi font düzelecek

    Sayfa 7, 2. kare diyelim “İNSANIN” “İ” Harfi...gene…

    Sayfa 10, 2. balon “İŞİ” ilk “İ” Harfi...gene…

    Takıntım var kusura bakma...Tekrar teşekkürler...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha önceki yorumuna verdiğim yanıtta cümle başında tırnaklı İ,I kullanımının standart uygulama olduğunu yazmış olmalıyım. Tabi serifli font seçimlerinde. O yüzden onları tırnaklı bıraktım yav. Hatta bir iki son dakika düzeltmesi ile cümle başına gelen İ,I'yı tırnaksız yapmışım, sen tek tek gösterince fark ettim. Evet sanırım bu konuda da bir uzlaşma yolu aramak lazım bu işlerle ilgilenenler arasında. Tırnak olmalı mı, hiç olmamalı mı, görselliği mi etkiliyor, yoksa balon alanlarının verimsiz kullanımına mı neden oluyor vs, vs.. :) Bunlar değerlendirildikten sonra albüm derlemesi de, ortak kanaatte birleşmiş herkesin yaptığı balonlama iyleri de sonuçlara uyarlanmış olarak düzenlenir, Bahadır. Hassasiyetin için teşekkür ederim..

      Sil
  6. Stoktan çevirisiyle tanımıştım Dieter Lumpen’i. Çizimlerin Bernet çağrışımı yaptığını konuşmuştuk hatta. Şimdi senin çevirinle okuyup çizimleri ikinci kez gözlemleyip sağlamasını yaptım: okutur bu çizgiler kendini mr.yer6… :)

    Teşekkürler….

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de Torpedo ile Corto Maltese arası bir yere koydum kafamda, Dieter Lumpen'i.. :)

      İlgin için teşekkürler Gabby...

      Sil
  7. Bak Corto aklıma gelmemişti... eh, ikisi de Evliya Çelebi gibi gezgin ruhlu, mantıklı... :)

    Önce çizgilerin siyah-beyaz dengesi mi beni yanıltıyor dedim ama değil. Vaktin olduğunda Pellejero'yu, Eduardo Risso ile de bir karşılaştır derim. Ama bol ödüllü '100 Bullets' ile değil, Trillo destekli 1989 yılı çalışması "Fulù" ile. Çünkü Fulù'dan sonra bayağı bi' yol kat'etti.. Gerçi ben o tarzını daha sıcak bulurum o ayrı :) ... Selamlar...

    YanıtlaSil
  8. Sert gölgeleri sever Risso... Sanırım o yüzden de hem resimlediği öyküler hem de çizimi sert gelir bana biraz. Halbuki Lumpen tam da adına yakışır biçimde, biraz serseri mayın ama her yola da gelen, özgür ruh bir tip. Yaratılan karakter ile Pellejero'nun serbest çizgileri gayet güzel örtüştüğünü düşünüyorum.. Yani şekil ve özün tatlı tatlı kaynaştığı bir çizgiroman olmuş DL. Ama "Risso" diyorsan, bir bildiğin vardır deyip, yakın takibe alayım.. :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...